Dünden bu Güne Bilişim Deneyimim
2005 yılı, edindiğim dişe dokunur ve dünyaya açılmamı sağlayabilecek destek teknoloji çözümü ve donanımların birleşimiyle bilişim denizine açılmamı kolaylaştırdı. Bu doğrultuda 2010’lu yıllara kadar ağırlıklı tüketen ve bireysel sorunlarını çözen biriyken tanış olduğum ve bilişim bilgi düzeyine güvendiğim arkadaşlarımın çok başını ağrıttım. Satırları okuyup da anacaklar olursa benimle olan günlerini, umarım iyi anarlar. Zira ben onları bana kattıklarıyla her ne yaşarsak yaşayalım iyi anımsıyorum.
Özellikle 2010 ve sonrasıyla birlikte, sadece tüketen ve sorun oluşturan değil, üreten ve çözüm odaklılardan biri olmak adına da bilişim erişilebilirliğine katkı koyanların yolunda ilerlemeyi denedim. Bu noktada en büyük ivme kazandırıcım, 2005 yılında bir grup aktivist kafanın yaşama geçirdiği, 2011 yılına değin grup olarak çalışmalarını sürdüren Engelsiz Erişim Derneği ve üyeleriyle yolumun kesişmesi diyebilirim.
Şu an gerek profesyonel gerekse bireysel alanda her ne üretiyorsam temelleri bu değerli oluşumda tanıştıklarım ve üretilen fikirlerle biçimlendi. Bunlardan biri de zaten şu satırların size ulaşmasına yüreklendirerek destek olan, uzun yıllarını Engelsiz Erişime veren, oluşumun kurucularından değerli aktivist dostum Engin YILMAZ. Kendisinden çok şey aldım, alıyorum da. Umarım ben de ona bir şeyler katabiliyorumdur. Her bağlamda alışverişi önemli bulurum zira.
2005 yılında başlayan bilişim maceramın, yazının yazıldığı 2023 tarihinde geldiği noktayı değerlendirdiğimde, bireysel ya da paydaş çözüm ortaklarıyla ilerleyen gönüllü veya profesyonel danışmanlık çalışmalarım, ülkemizin yasal ve sosyolojik çıktılarının getirisiyle ağırlıklı deneyime dayalı bilgi birikimimle ilgilileri yönlendirme ekseninde sonuçlandı. Bu durum haliyle bizim gibi bilişim erişilebilirliğine yönelik söz söyleyenlerin sertifika / diploma benzeri ehliyetlere ülkemizde tam anlamıyla açık olmayan alan kurgusu sonucu, bilgi birikimimizin ancak birlikte iş üretildiğinde değerlendirilmesiyle anlam kazanmasına bağlılığıyla zorlayıcı.
Bununla birlikte, sektör içerisinden tanıdığımız akademik ve farklı iş kollarındaki profesyonellerin bilgi birikimimizi ve deneyimlerimizi değerli bulmasıyla, bu alanda en nitelikli uzmanlaşma kriterlerinin başını çeken, doğrudan odaktan biri olmanın değeriyle şekillenen alan deneyimimizle iş üretmemizi sağlayan artılar, çözüm sunmamızı kolaylaştırıyor diyebilirim.
Elbette yeti farklılıkları olan her son kullanıcının bu alanda derdi olup da söz söylemesi, uzmanlaşmayı seçmesi, içerik üretmesi beklenemez. Açıkçası zorlukları olan, bazen d kafadakileri anlatabilecek zaman ve emeği ortaya koyanların soyunduğu bir uğraş oluyor bu iş.
Girizgâhı oldukça uzun tutma nedenim, az sonra söyleyeceklerimi nelere dayanarak söyleme cüretini gösterdiğimin anlaşılması için harcadığım çabanın çıktısıdır. Zira alanın inanamayacağınız kadar ince ince insanı tüketebilecek unsurla dolu olduğunu değerlendirince bu önlemi kendi adıma almayı yerinde buldum.
Uluslararası Bilişim Erişilebilirliği Çalışmaları
90’lı yıllarda çığır açan bir yapılanmayla dünyayı saran ağa dönüşecek İnternet alt yapısının temellerini atan, projenin mimarı olarak öne çıkanı Tim Berners-Lee olsa da birçok gizli kahramanla oluştuğunu düşündüğüm World Wide Web Consortium, kısaltmasıyla W3C ya da şu adres çubuklarımızın uzun süre baş karakterlerinden ola gelen www kavramının üreticisi oluşumun, içerme odaklı bir yaklaşımla yeti farklılıkları olanları kapsamasıyla ortaya kondu diyebiliriz Web İçeriği erişilebilirlik Kriter ve Yönergelerinin topluca oluşturularak İngilizce Web Content Accessibility Guidelines (WCAG) kısaltmasıyla adlandırılan yayınları.
İşte bendeniz ve benim gibi dünyanın farklı bölgelerinde bilişim erişilebilirliğine yönelik çözüm üretenlerin temel aldığı, birçok artıyı öğrenerek kendini güncellediği, kimi sektör profesyonellerinin de doğrudan katkı koyduğu, yaşayan bir bütünlüktür WCAG. Yazımı hazırladığım zaman diliminde 2.2 ve 3.0 sürümü için taslaklar askıya çıkmaya devam ediyor. V2.2’nin çıkışı çok zaman almaz diye düşünüyorum ancak 3.0 için birkaç yıla yayılan bir takvimleri var. Yıllardır üzerinde çalışılan bir içerik bütünüydü, çıktıları da o doğrultuda olacaktır.
Adlandırıldığı dönemin hâkim alanı Web olması nedenli Web İçeriği Erişilebilirlik Yönergeleri olarak uzun süre üretilse de günümüzde iç içe geçmiş birçok alanın etkisiyle topluca bir dijital erişilebilirlik yönerge bütününe geçişin gereği olarak ad değişiminin gündemde olduğunu yıllar önce duymuştum. (İngilizce) Accessibility ve Guidelines sözcüklerinin baş harflerinin periodik cetvelde karşılık geldiği “Gümüş” elementine dayandırılan, (İngilizce) “Silver” namıyla yürüyecek bir şeye dönüştürülmesi konuşuluyordu yıllar önce katıldığım bir seminerde alandakilerle yakın çalışan bir uzmandan duyduğum kadarıyla. Yukarıda sözcüğe bağladığım sayfadan ayrıntılara ulaşabilirsiniz.
Uygulanabilirliği Etkileyen Sorunlar
Yönergelerin gerek dünya genelinde gerekse ülkemizde uygulanmasını etkileyen çokça sorun var. Bilinçlendirme ve farkındalık çalışmalarının azlığı ya da yetersizliği, yeti farklılıkları olan uzman ve kullanıcıların pazarda nitelikli paydaş olarak görülmemeleri, uygulama ve öğrenme zorluğu, sürdürülebilirliği etkileyen daha nice sorun. Ancak yukarıda saydıklarımın alt dalları denebilir günün sonunda her ne sayılacaksa.
Diğer yandan kimi ülkelerin yasaları bahane mazeret dinlemiyor, mevzuatına eklediği erişilebilirlik gerekliliklerini yerine getirmeyenlere kontroller ya da odak kitleden bireysel veya örgütsel Davalar açılması sonucu “epeyce can da yanıyor” tırnak içinde. Haliyle yıllardır yukarıdaki sorunların sonucu olarak bu alana eğilmeyen yükümlüler de yine tırnak içerisinde “hızlı ve kolay” çözümlere odaklanmayı seçiyor.
Nedir bu hızlı ve kolay görünen çözümler?
Eklentiye ve yer paylaşımına dayalı (Widget, Overlay ve benzerleri.) yazılım çözümleri.
Talep olmadan arzın sağlanmayacağı bir ekonomi modeli içerisinde yaşamımızı sürdürdüğümüz düşünüldüğünde, ateş olmayan yerden çıkmıyor elbet duman. Söz konusu çözümlerin geliştiricileri damardan giriyor, mahkeme, kodlama karmaşası, birçok yeti farklılığı olan ve şirketlere dava açabilecek potansiyel odak kitlenin varlığıyla perdeyi açıyor, küçücük bir kodlama ya da betik artısıyla birçok sıkıntınızı gidereceğiz, davalardan neyin de uzak kalacaksınız vaadini fısıldayıveriyorlar potansiyel müşterilerinin kulaklarına. Müşteri adayları da durur mu? Onca uzman ve kaynak aktarımını değerlendirdiğinde, “Ne gerek var?” deyiveriyor onca şeye ve anlaşıyor bu tür çözüm ortaklarıyla. Özellikle küçük ölçekliler önde gelse de nice büyük boyutlusu da kurumsal kâr zarar analizleriyle karar veriyor olsa gerek işi bu tür çözüm sağlayıcılara teslim etmeye.
Bakalım ne derece çözüyor ya da çözemiyorlar, bireysel görüşlerim ve bilişim erişilebilirliğinin farklı profesyonelleri bu tür uygulamaları nasıl değerlendiriyor, başarabildiğim ölçüde onlara da değineceğim. Yazının sonunda tüm bunlara dayanarak çözüm ortaklarını objektif ve yarar odaklı belirleme sorumluluğu da sizde olacak umudunu taşıyorum.
Yazı Öznesi Eklentiler
Web İçeriği Erişilebilirlik Yönergeleri yayınlarının ulaştığı sayfalarda, makine tabanlı çözümler sunan eklentilere yer veriliyor. Ancak bunların yapabildikleri, insan testlerine gereksinimi uzun bir süre daha yürütme yararını öngördüğüm son kullanıcı ve uzman değerlendirmelerinin ortaya koyduğu boyutta çözüm odaklı ve nitelikli değil. Evet birçok hamallık boyutundaki işi ortadan kaldırıyorlar. Arama motorlarının projenizle iyi anlaşmasına dayalı kriterlere uygun SEO (Search Engine Optimization) gerekliliklerinin çözümüne destek, etiketsiz bağlantı, form alanları ve diğer çalıştırılabilir elementlerin yanı sıra algılanabilirliği ve anlaşılabilirliği etkileyen önemli derecede sorunun saptanması için kullanılabilecek, WAVE (Web Accessibility Evaluation Tool) gibi araçlar mevcut. Ana sayfalarından da doğrudan okuyacağınız üzere kendileri de beni doğruluyor, “insan tabanlı testleri kolaylaştırma” felsefesiyle araç geliştirdiklerini ifade ediyorlar. Hoş aşağıda değineceğimiz tüm projeyi küçük dokunuşlarla herkes için erişilebilir hale getirdiği anlaşılabilecek birçok süslü paketi önümüze sunanların bu tür eklentileri atlatmaya yönelik de çalıştıklarını yazıya alacağım kaynaklardan siz de inceleyebilirsiniz.
Ben, bireysel deneyimlerim ve sektörde çalışan diğer erişilebilirlik danışman / uzmanlarının ayağı yere basan kullanım çalışmalarında en etkin verim alabildikleri araçlardan birine yer verdim. Elbette daha iyisi ya da daha kötüsü vardır. Bunu belirleyecek olan projelerinde erişilebilirliğe yer verecek yetkililer olduğundan, öznel görüşlerimle bir tarafın savunucusu olmak istemem. Savunduğum ve yazının çıkışına konu yegâne görüş, eklentilere dayalı bir erişilebilirlik çözümünün, projenizin içerik ayrıntılarında çözülmesi gereken sorunlar yerine, hızlıca bir menüden her şeyi hallettikleri yönündeki kandırmacanın götürülerine dikkat çeken boyutu ortaya koymaya uğraştır.
Web ya da farklı platformlarda uygulanan dijital erişilebilirlik çalışmalarında dışlanan son kullanıcı benzeri insan odaklı diğer uzman değerlendirme alanları, akışlara ve bunların çıktılarına dayalı, doğrudan projenizin insana verdiği sonucu değerlendirmeye yönelmesiyle anlamlı ve gerçekçidir. Eklentilere ve diğer yazılım otomasyonlarına dayalı taraf ise yardımcı araç niteliğinin önüne geçip tamamen sorun çözücü olarak kullanıldığında neler olabilir, kendi görüşlerim ile birlikte dünya üzerinde bu durumu ele alan kaynaklardan örnekler vererek bir mercek tutmaya çalışacağım.
Eklentilere dayalı erişilebilirlik çözümleri, vaatlerinin gerçekleşmesi için kullanıcıların eklentiyle siteye entegre edilen “Erişilebilirlik Menüleri” temelinde hareketini bekler. Bu da özellikle ekran okuyucu adı verilen, metin tabanlı içeriklerin seslendirilmesi üzere yapılandırılan destek teknolojisi kullanan benim gibi kör ve görme düzey farklılıkları olan kullanıcıları olumsuz etkilemektedir. Paketteki özellik bir ekran okuyucu için işleri kolaylaştırmaktan çoğunlukla uzaktır ve sadece bilgiyi seslendirme boyutuna odaklanır, işlem yapma tarafını geride bırakabilir. Zira bu tür çözümlerin paketleri doğrultusunda belirledikleri özellikler bulunur ve bunlar müşterinin isteklerine göre biçimlenir. Örneğin bir yerde eklentinin erişilebilirlik menüsünde gördüğünüz seslendirme çözümünü aynı eklentiyi kullanan başka bir projede göremezsiniz.
Bunlardan çok daha önemli olan başka bir sorun ise eklentilerin kullanıcıları kendilerini tanımaya zorlayan yapılarını öğrenmeye mecbur bırakmalarıdır. Ziyaretçi erişilebilirlik yönergelerine uygun tasarlanan bir proje bulup doğrudan içeriklerinize mi odaklansın istersiniz, eklentiyle gelen yeni özelliklere alışma ve adaptasyonla harcadığı zamanın yanında, o güne kadar sürdürdüğü kullanım alışkanlıklarının bir anda değişimiyle sonuçlanan şokla projenizden uzaklaşsın mı?
Bitmedi. Özellikle ekran okuyucu kullanıcıları için işleri daha da zorlaştıran, yukarıda da yer verdiğim üzere her projede aynı tutarlılığı gösteremeyen, kimi zaman ekran okuyucuyla sitenin çalışmasını bile ciddi anlamda sorunlu hale getirebilen sıkıntılarla uğraşan kullanıcıların şikayetlerini dinlemek ister misiniz? Bir erişilebilirlik katmanı pazarlayıcısının yol açtıklarını oldukça kapsamlı ele alan ve çeşitli tarihlerde güncellenen, iç kaynaklarıyla da kanıtlara yönlendiren (İngilizce) #accessiBe Will Get You Sued — Adrian Roselli makalesini incelemenizi öneririm. Adrian Roselli‘nin (İngilizce) Sayfasında yer verdiği biyografiden bilişim erişilebilirlik çalışmalarına 90’lı yıllardan bu yana sunduğu katkıları inceleyebilirsiniz. Makalede ise nasıl güçlü bir Pazar bileşeniyle uğraşmak zorunda kaldığını.
Başka bir önemli konu da bu tür eklentilerin kullanıcıların onamına dayalı bireysel verilerinden biri olan yeti farklılığına dayalı uyarlama talebi özgürlüğünü geçersiz kılarak doğrudan tanımlanmasını sağlayan yöntemler kullanılmasıdır. Bunun savunusu kullanılan yardımcı teknolojinin önceden belirlenerek eklentinin kullanıldığı her projede içeriğin doğrudan uyarlanması olarak verilebilir ancak güvenlik doğrulamaları dışında başka bir gerekçeyi bu tür bir uygulamanın kullanımına mazeret kabul etmiyorum ki onun da sınırlı işlevlere dayalı farklı alternatifleri mevcut. Web İçeriği Erişilebilirlik Yönergeleri doğrudan uygulandığında bu tür bir saptayıcı gerekmeyecektir. Zira kodlamada nelerin ekran destek teknoloji çözümleri tarafınca yorumlanıp nelerin gizleneceği tanımlanabilir. Ayrıca W3C tarafından belirlenen web platformu tasarım ilkeleri kaynağından (İngilizce) Web Platform Design Principles incelendiğinde, onaysız yardımcı teknoloji saptamasının doğru bulunmadığı açıkça ifade ediliyor.
Diğer yandan yukarıda verdiğim eklentiye dayalı bir erişilebilirlik çözümünün politikalarını kanıtlarıyla aktaran (İngilizce) #accessiBe Will Get You Sued — Adrian Roselli kaynağında, bu veriyle sınırlı kalmayan ihlaller de belirtiliyor. Özetle işler pek de umulduğu gibi gitmiyor eklentiler devreye girdiğinde. Destek teknoloji kullanıcılarının nelerden etkilendiğini ayrıntılı irdelemesi ve karşıt görüş savunucularının hamlelerini göstermesi açısından makaleye bir kez daha dikkat çekmekte yarar görüyorum. Oldukça uzun ve verdiği dış kaynaklarla birlikte incelemesi zaman alan bir yazı. Okumayı seçerseniz yıllara dağılan sürecin aşamalarından kazanımlar elde edeceğinize inanıyorum.
Elbette ülkemiz profesyonelleri içerisinde dünyadaki kadar çok boyutlu olmasa da kolaylık ve hız gerekçesiyle bu eklentileri projelerinde konumlandıranlar var. Kendilerini dinlediğim kadarıyla yazılım bazlı karşılaştıkları teknik aksamalardan söz edenler de oldu, bizden aldıklarıyla işin bu boyutta sorunlar ürettiğini öğrendiğini söyleyenler de. Umarım görüşlerimizi paylaştığımız uzmanlarda bu tür çözümleri daha kapsamlı araştırmaya teşvik yönünde bir izlenim bırakmışızdır.
Projelerinde bu tür eklentilere yer verenlerden ekran okuyucu deneyimini olumsuz yönde etkilediğini kabul edenler olsa da disleksi ve diğer yeti farklılıklarında projeye olumlu katkılar kazandırıldığı da söylendi. Bunu gerçekten odak kitleden gelen geri dönüşlerle mi söylediler, kendi çıkarımları mıydı, sorma fırsatı bulamadım. Günün sonunda her kullanıcı deneyimi özeldir ve bir noktada sorun yaşanıyorsa çözüme odaklanılması iyileştirici bir gerekliliktir.
Yukarıda da yer vermiştim, bir kez daha altını çizmek isterim. Elbette hazır ya da kodlanarak oluşturulan içerik yönetim sistemlerine entegre olabilecek, çözümü sadece kolaylaştırıcı bir erişilebilirlik artısıyla sınırlı eklentilerin yararları olumlu artılardır. Karşısında durulan temel nokta, bir eklentiyle tüm yeti farklılıkları olan kullanıcıların erişilebilirlik sorunlarının çözüldüğünün iddia edilmesi, buna bağlı olarak insan testlerinin gereksizliğinin artarak bir inanç haline gelmesinin önünün açılmasıdır.
Eklenti tabanlı erişilebilirlik çözüm uygulayıcısı oluşumların yarattığı başka bir ciddi tehlikeyse doğrudan kullanıcı deneyimiyle uzmanlığını oluşturmuş, bunu da yürüttüğü projelerle kanıtlayan alaylı ya da eğitimli engelli bilişim erişilebilirliği uzmanlarının deneyimlerini yok saymaya, yetersiz görmeye ve aşağılamaya yönelen tutumlarıdır. Öyle ki (İngilizce) Largest U.S. Blind Advocacy Group Bans Web Accessibility Overlay Giant AccessiBe From Its National Convention bağlantısında yer alan içerikten de okunacağı üzere bu durum engelli sivil toplum örgütleri içerisinde ciddi bağlamda değerlendirilen ve karşı durulması üzere konuşulan bir konudur.
Yine sektör içerisinde yer alan uzmanlardan birinin görüşlerinin yer aldığı (İngilizce) Overlays and Plugins Aren’t the Answer to Accessibility | Design Domination bağlantısından ulaşılacak kaynak içeriğinde ise olayın boyutları kapsamlı ele alınmıştır.
Son olarak (İngilizce) Overlay Fact Sheet bağlantısından erişilebilen, alanda çalışan erişilebilirlik uzmanları, danışmanlar ve savunucuların adlarını ekleyerek destek vermesiyle her geçen gün imzacıları çoğalan bir açık mektup yayınlanmıştır. Kaynakta çeşitli dış bağlantılarla eklenti tabanlı erişilebilirliğe yönelik bilgilendirici içerikler de yer almaktadır.
İşe Alım Stratejisinde Erişilebilirlik Uzmanlarını Değerlendirmek
Başta söylenecek şeyi sonda söylüyorum ancak yazının ana teması olabilecek kadar önemli. Bünyenizde özellikle son kullanıcı temelli, olabiliyorsa benim gibi odaklanan kitleden, derdi olup alanda çalışmalar yürüten, deneyim elde eden birilerini mutlaka istihdam etmeye çalışın. Hiç yarar görmeyeceğinizi düşündüğünüz birinden yarar sağlayabilirsiniz. Kullanıcı deneyim araştırmaları gibi farklı alan disiplinleri, yapay zekayı iyiden iyiye projelerinde kullansa da hala son kullanıcı bir insanın bulgularını ve kullanım senaryolarını bire bir karşılayacak bir çözüm, erişilebilirlik deneyim tasarımında mevcut değildir. Bu konuyu ele alan (İngilizce) Artificial Intelligence (AI) and Accessibility Research Symposium 2023 Bağlantısından ulaşacağınız kaynak içeriğinden önemli veriler elde edebilirsiniz.
İstihdamın diğer bir önemli artısı da dış paydaşlardan gelebilecek iş birliği tekliflerinin doğru değerlendirilmesine sunduğu katkıdır. Niteliklerine güvendiğiniz ve sizden bir çalışan, dışarıdan gelebilecek ve sizi sömürme olasılığı kazandırmayı vadettikleriyle neredeyse yarı yarıya olan, alan boşluğu, bilgisizlik ve başka değişkenlerden yararlanarak kazanç elde etmeyi hedefleyenlerin oluşturacağı itibar ve kaynak kaybı benzeri risklerin önemli ölçüde azaltılmasını sağlayabilir.
Yararlı olması dileğiyle
Yorumlar
Bu yazı için henüz yorum yok.
Yeni Yorum